Sosyal bilişsel kuram kimin ?

Erdurdu

Global Mod
Global Mod
Sosyal Bilişsel Kuram ve Cinsiyet Perspektifleri: Erkek ve Kadınların Farklı Bakış Açıları Üzerine Karşılaştırmalı Bir İnceleme

Sosyal bilişsel kuram, bireylerin çevreleriyle etkileşimlerinin, öğrenme süreçlerinin ve toplumsal rollerin nasıl şekillendiğine dair derin bir anlayış geliştirmemizi sağlar. Bu kuram, kişisel deneyimlerin, gözlemlerin ve toplumsal normların bireylerin davranışlarını nasıl biçimlendirdiğini araştırır. Sosyal bilişsel teorinin en önemli temsilcisi Albert Bandura’dır. Ancak, bireylerin sosyal öğrenme süreçlerini farklı şekillerde algılaması ve deneyimlemesi, cinsiyetler arasındaki farkları da gündeme getiriyor. Erkeklerin daha çok objektif ve veri odaklı bir yaklaşım benimsemesi ile kadınların duygusal ve toplumsal etkilere dayalı bakış açıları, bu kuramın nasıl algılandığını etkileyen faktörlerden bazılarıdır. Bu yazıda, erkeklerin ve kadınların sosyal bilişsel kuramı nasıl farklı şekillerde değerlendirdiğini inceleyeceğiz.

Sosyal Bilişsel Kuramın Temelleri ve Bandura’nın Katkıları

Sosyal bilişsel kuram, özellikle Albert Bandura’nın 1960’lı yıllarda geliştirdiği bir yaklaşım olarak, insanların başkalarını gözlemleyerek nasıl öğrendiklerini açıklar. Bu kuram, davranışların yalnızca kişisel deneyimler yoluyla değil, aynı zamanda başkalarının davranışlarını gözlemleyerek öğrenilebileceğini savunur. Bandura’nın en bilinen katkılarından biri, "model alma" (modeling) kavramıdır; yani, bireyler, çevrelerinden öğrendikleri davranışları model alarak kendi davranışlarını oluştururlar. Bu süreç, sadece bireysel gözlemlerle sınırlı değildir, aynı zamanda toplumsal, kültürel ve toplumsal cinsiyet rollerinin de önemli bir rol oynadığı bir öğrenme sürecidir.

Erkeklerin Objektif ve Veri Odaklı Perspektifi

Erkeklerin sosyal bilişsel kurama yaklaşımı, genellikle daha analitik ve veri odaklıdır. Bu perspektif, erkeklerin toplumda genellikle mantıklı, objektif ve problem çözme becerilerine dayalı olarak şekillenen rollerinden kaynaklanmaktadır. Erkeklerin bu kurama dair bakış açısı, sosyal öğrenmenin daha çok gözlem yoluyla ve deneyimlerin analiz edilerek öğrenildiği bir süreç olarak görülmesini sağlar. Erkekler, davranışları doğrudan gözlemlemeyi ve veriye dayalı sonuçlar çıkarmayı tercih edebilirler. Örneğin, erkeklerin liderlik ve başarı gibi toplumsal normlarla şekillenen rol model alımlarını daha somut, başarıya odaklanmış ve doğrudan sonuçları değerlendiren bir şekilde algılamaları daha yaygındır.

Bir erkek, bir takımda liderlik özellikleri sergileyen bir rol modelini gözlemlediğinde, bu kişiyle benzer bir liderlik davranışı sergilemek için deneyimlerinden ve gözlemlerinden çıkarımlar yapabilir. Bu süreçte, duygusal etkilerden ziyade, daha çok mantıklı ve analitik bir yaklaşım hakimdir.

Kadınların Duygusal ve Toplumsal Etkilere Dayalı Bakış Açısı

Kadınların sosyal bilişsel kurama yaklaşımı ise, genellikle toplumsal etkileşimler ve duygusal bağlar üzerinden şekillenir. Toplum, kadınlara genellikle daha empatik, duygusal ve toplumsal duyarlılık geliştirme baskısı yapmaktadır. Bu nedenle kadınlar, başkalarının davranışlarını gözlemlerken duygusal ve toplumsal bağlamı daha derinlemesine inceleyebilirler. Kadınların toplumsal rollerine ilişkin beklentiler ve bunların sosyal bilişsel süreçleri nasıl şekillendirdiği önemlidir.

Örneğin, bir kadın bir başkasının empatik bir davranışını gözlemlediğinde, sadece bu davranışın sonucunu değil, aynı zamanda bu davranışın arkasındaki duygusal motivasyonları ve toplumsal bağlamı da göz önünde bulundurabilir. Kadınların toplumdaki rol modelleri, genellikle bakım veren, empatik ve toplumsal sorunlara duyarlı olan figürlerdir. Bu figürlerin davranışları, kadınların kendi sosyal öğrenme süreçlerine etki eder. Duygusal etkileşimler ve toplumsal bağlam, kadınların sosyal bilişsel öğrenmelerinde daha baskın olabilir.

Erkek ve Kadın Bakış Açıları Arasındaki Farklar: Klişelerden Uzaklaşmak

Bu bakış açıları arasında birçok fark bulunmakla birlikte, cinsiyet temelli genel yargılara düşmemek önemlidir. Erkeklerin daha objektif ve veri odaklı, kadınların ise daha duygusal ve toplumsal etkilere dayalı bakış açıları, sadece bir genelleme olabilir. Her birey, cinsiyetine bakılmaksızın, öğrenme süreçlerinde farklı tepkiler verebilir ve farklı deneyimler yaşayabilir. Örneğin, bazı kadınlar çok analitik ve veri odaklı bir yaklaşımı benimserken, bazı erkekler ise duygusal bağlamı ön planda tutabilirler.

Toplumun cinsiyetle ilgili beklentileri ve rolleri, bu bakış açılarını şekillendiriyor olabilir. Erkeklerin objektif, kadınların ise duygusal bir yaklaşımı benimsemesi, bireysel deneyimlerin ve toplumsal normların bir birleşimidir. Ancak, her iki bakış açısının da farklı deneyimlerden beslenmesi ve çeşitli sosyal çevrelerden etkilenmesi, genel bir yargıya varmayı zorlaştırır.

Sonuç: Sosyal Bilişsel Kuramda Cinsiyetin Rolü Üzerine Düşünceler

Sosyal bilişsel kuram, bireylerin çevreleriyle etkileşimlerini anlamada önemli bir çerçeve sunar. Ancak, cinsiyetin bu süreçteki etkisini anlamak, toplumsal yapıların ve bireysel deneyimlerin nasıl birbirine etki ettiğini çözümlemeyi gerektirir. Erkekler ve kadınlar, sosyal bilişsel öğrenme süreçlerinde farklı bakış açıları ve stratejiler geliştirebilirler. Bu farklılıklar, toplumsal normlardan, cinsiyet rollerinden ve kişisel deneyimlerden kaynaklanmaktadır. Erkeklerin objektif ve veri odaklı yaklaşımı ile kadınların duygusal ve toplumsal etkilere dayalı bakış açıları, farklı deneyimleri yansıtarak daha zengin bir anlayışa yol açabilir.

Peki, sizce toplumsal cinsiyet, bireylerin sosyal öğrenme süreçlerini nasıl etkiler? Erkek ve kadın bakış açıları arasında gördüğünüz en büyük farklar nelerdir? Bu farklılıklar, sosyal bilişsel kuramı nasıl şekillendiriyor? Yorumlarınızı paylaşarak tartışmayı genişletelim.

Kaynaklar:

Bandura, A. (2001). Social cognitive theory: An agentic perspective. *Annual Review of Psychology, 52(1), 1-26.

Eagly, A. H., & Wood, W. (2012). Social role theory. In *Handbook of theories of social psychology (pp. 458-476). Sage Publications.