Mesih neden oluyor ?

Ertac

Global Mod
Global Mod
Mesih Neden Oluyor? Sosyal Yapılar, İnanç ve Kimliğin Kesiştiği Nokta

Uzun zamandır toplumların kurtarıcı figürlere neden bu kadar ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum. Bu mesele sadece teolojik değil; toplumsal, psikolojik ve hatta politik bir mesele. “Mesih neden oluyor?” sorusu, aslında insanın kendi çaresizliğiyle, umut arayışıyla ve toplumsal sistemlerin yarattığı baskılarla yüzleşme biçimi. Her dönemde, her kültürde, farklı isimlerle de olsa “bir kurtarıcı” beklentisi yeniden doğuyor. Fakat asıl ilginç olan, bu beklentinin toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk dinamikleriyle nasıl şekillendiği.

---

I. Bölüm: Mesih İhtiyacının Sosyolojik Kökleri

Mesih inancı, genellikle adaletsizlik, eşitsizlik ve umutsuzluk dönemlerinde güç kazanır. Sosyolog Max Weber’in karizmatik otorite kavramına göre, insanlar mevcut düzenin işlevsizleştiği zamanlarda “özel niteliklere sahip” bir lidere yönelir. Yani Mesih, yalnızca dini bir figür değil; toplumsal düzenin çöküşüne verilen sembolik bir yanıttır.

Ekonomik krizler, savaşlar, toplumsal eşitsizlikler arttıkça, insanlar adaleti sistemlerden değil, “olağanüstü bir insandan” beklemeye başlar. Bu da aslında sınıf farklarının ürettiği bir sonuçtur: üst sınıf düzenin devamından yanayken, alt sınıf kurtuluşu “dışsal bir güçte” arar.

> “Belki de Mesih inancı, yoksulların adalet özleminin metaforudur.”

Bu cümle, Latin Amerika’daki Kurtuluş Teolojisi hareketinin temelini oluşturur. Dinsel kurtuluş, sınıfsal bir adalet arayışıyla birleşmiştir.

---

II. Bölüm: Toplumsal Cinsiyetin Kurtarıcı Anlatılardaki Rolü

Kurtarıcı figürlerin büyük çoğunluğu erkektir. Tarih boyunca Mesih, peygamber, kahraman ya da lider figürlerinin erkek olarak temsil edilmesi tesadüf değildir. Bu durum, patriyarkal toplumların güç ve otoriteyi erkeklikle özdeşleştirmesinin sonucudur.

Kadın figürler genellikle “ilham kaynağı” ya da “merhamet sembolü” olarak yer alır, ama kurtarıcı olarak değil. Bu, toplumsal cinsiyet rollerinin dinî ve kültürel anlatılara nasıl işlendiğini gösterir.

Feminist teolog Elizabeth Schüssler Fiorenza, Hristiyanlıkta kadınların Tanrısal iradeye aracı olmasına rağmen liderliğe erişememesini “dinsel patriyarka” olarak tanımlar.

Yine de son yıllarda bu tablo değişiyor. Kadınlar, “Mesih olma” değil ama “Mesihliği paylaşma” fikrini öne çıkarıyorlar — yani kurtuluşun tek bir kişiden değil, kolektif dayanışmadan doğabileceği düşüncesi.

Bu, kadınların empatik ve ilişkisel bakışının kurtuluş anlatılarına yeni bir boyut kazandırması anlamına geliyor.

> “Bir kurtarıcıya ihtiyacımız yok, birbirimizi kurtarabiliriz.”

Bu cümle, günümüz feminist ve queer teolojilerinin özünü yansıtıyor.

---

III. Bölüm: Irk ve Mesih İmgesi – Beyazlığın Kurtarıcılığı

Mesih kavramının ırkla ilişkisi, Batı kültürlerinde oldukça belirgin. Hristiyan ikonografisinde Mesih’in genellikle beyaz, mavi gözlü, Batılı bir erkek olarak tasvir edilmesi, sadece estetik bir tercih değil; tarihsel bir ideolojik inşa.

Amerikalı sosyolog bell hooks, “beyaz kurtarıcı kompleksi”nin özellikle Hollywood anlatılarında sürdüğünü söyler. Filmler, romanlar, hatta yardım kampanyaları bile çoğu zaman beyaz bireylerin “ötekileri kurtardığı” hikâyeler üzerine kuruludur. Bu, Mesih mitinin ırksal bir uzantısıdır.

Örneğin, The Blind Side veya Avatar gibi filmler, bu beyaz kurtarıcı figürünü yeniden üretir. Buradaki temel mesaj şudur: kurtuluş, güç sahibi olandan gelir. Bu söylem, ırksal eşitliğe değil, hiyerarşinin meşrulaşmasına hizmet eder.

Bu noktada önemli bir soru beliriyor:

> “Gerçek kurtuluş, güç sahiplerinden mi gelir, yoksa baskı altındakilerin dayanışmasından mı?”

---

IV. Bölüm: Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı, Kadınların Dönüştürücü Empatisi

Toplumsal hareketlerde gözlemlenen bir örüntü var: erkekler genellikle yapısal çözüm üretmeye odaklanırken, kadınlar topluluk temelli iyileştirmelere yöneliyor. Erkek liderler sistem değişikliği, devrim veya reformu konuşurken; kadın liderler duygusal iyileşme, empati ve toplumsal onarım üzerinde duruyor.

Bu fark, “Mesih olma” biçimini de değiştiriyor.

Bir erkek “çözüm getiren kurtarıcı” olurken, bir kadın “birlik yaratan kurtarıcı” hâline geliyor. Ancak burada cinsiyet değil, yöntem farklılığı söz konusudur.

Toplumsal çeşitliliği anlamak, Mesih kavramını tek boyutluluk yerine çoğulculukla yeniden yorumlamamızı sağlar.

Günümüz dünyasında “Mesih” artık bir kişi değil, bir hareket olabilir — örneğin iklim adaleti, kadın hakları veya gelir eşitliği mücadeleleri. Bu mücadelelerde kurtuluş, bir liderin mucizesiyle değil, çoklu seslerin dayanışmasıyla ortaya çıkar.

---

V. Bölüm: Mesih Beklentisinin Modern Yansımaları

Sosyal medyada bile, Mesih arayışı dijital biçimlere bürünmüş durumda. İnsanlar karizmatik konuşmacılara, etkileyici aktivistlere ya da popüler figürlere “ilahi” bir misyon yükleyebiliyor. Bu, psikolojik olarak “otoriteye teslimiyet” eğiliminin dijital çağdaki karşılığı.

Örneğin 2020’lerdeki küresel krizlerde, bazı politik liderlerin “kurtarıcı” olarak görülmesi bu eğilimin göstergesidir. Ancak bu kurtarıcı imgesi, genellikle otoriter liderlik biçimlerini de besler. İnsanlar karmaşadan kaçarken özgürlüklerinden feragat ederler.

Burada durup sormak gerekiyor:

> “Mesih arayışı bizi kurtarır mı, yoksa bağımlı mı kılar?”

Bu sorunun cevabı, toplumsal farkındalık düzeyimizle ilgilidir.

---

VI. Bölüm: Eleştirel Sonuç – Kurtarıcı Değil, Katılımcı Bir İnsanlık

“Mesih neden oluyor?” sorusuna verilebilecek en dürüst cevap şudur: Çünkü insan, umut etmeyi bırakırsa varoluşunu kaybeder. Ancak bu umut, tek bir insana bağlandığında, toplumsal sorumluluk ortadan kalkar.

Gerçek kurtuluş, bireysel değil kolektiftir. Kadınların empatisi, erkeklerin stratejisi, farklı sınıfların dayanışması, farklı ırkların ortak sesi birleştiğinde, kurtarıcıya gerek kalmaz.

Bu nedenle modern toplumun ihtiyacı, bir “Mesih” değil; “birbirine kulak veren insanlar topluluğu”dur.

> “Belki de Tanrı’nın sessizliği, insanın birbirine kulak vermesi içindir.”

---

Kaynakça ve Dayanaklar

- Max Weber, The Sociology of Religion, 1922.

- bell hooks, Ain’t I a Woman? Black Women and Feminism, 1981.

- Elizabeth Schüssler Fiorenza, In Memory of Her, 1983.

- Liberation Theology Movement, Latin America (1970’ler).

- TÜBİTAK Sosyal Bilimler Dergisi (2021): “Kurtarıcı Mitinin Toplumsal Kökenleri”.

Son bir düşünce:

> “Mesih neden oluyor?”

> Çünkü biz hâlâ adaleti, gücü ve sevgiyi başkasından bekliyoruz. Belki de artık sıra, “bizim Mesih olmamızda.”